Nükisu ala ruûsihim [145]
Nekestuhu: Çevirdim, altını üstüne getirdim ... Üntükise: Çevrildi/döndürüldü. Yani nefislerine /benliklerine/vicdanlarına danıştıklarında doğruyu buldular ve doğru düşünce(ler) edindiler. (Ancak) so a içinde bulundukları bu durumlarından döndürülüp çevrildiler. Ardından gerçeğe uymayan bir şekilde ve dikkafalılıkla/kendini beğenmişlikle (Hz. İbrahim'e karşı) mücadeleye giriştiler. [146] ... İlk kavillerine/öğreti, görüş, doktrin ve düşüncelerine döndüler. Kutebî, "Yani konuşamadığını bildikleri şeye (put) geri döndürüldüler" demiştir. [147] ... Yani döndürüldüler. Bu; durumun aleyhlerine çevrilmesinden ya da önceki sapık düşüncelerine dönmelerinden ibarettir.[148] Orijinal metin şu anlama gelir: "Başları üzerinde geri döndürüldüler." Bazı müfessirler bu ifadenin "utançtan başlarını önlerine eğdiler" anlamına geldiğini söylemişlerdir. Fakat bu yorum konunun bütünlüğüne ve metnin ifadesine uymamaktadır. Bu ifadenin en doğru yorumu şu olsa gerek: Kavmi, İbrahim'in cevabını düşündüklerinde, kendilerini kimin kırdığını bile söylemeye güç yetiremeyen güçsüz putları ilah edindikleri için hatalı olduklarını fark ettiler. Fakat hemen so a düşüncelerini saptıran inatçılık ve cehalete kapılıp tekrar eski sapıklıklarına döndüler." [149] So a inkarlarına, cehaletlerine ve dikkafalılıklarına (tekrar) döndüler.[150]... "So a tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler" cümlesinde hoş bir istiare vardır. Onların haktan batıla dönmeleri, istiare yoluyla, kişinin başının aşağıya, ayaklarının yukarıya gelecek şekilde dönmesine benzetildi [151] "Nükisu ala ruûsihim" ifadesinin bu ayette mecazi anlamıyla yer aldığı ve aslında "ruus"un somut anlamdaki re's ile/kafayla hiçbir ilgisinin bulunmadığı, aksine eski düşünceler, inançlar, inkarlar, cehaletler, görüşler, tartışmalar vs. anlamına geldiği gayet açıktır. Bu realitenin Türkçe meallerde pek yankı bulmadığı görülmektedir. Elmalı: ... yine tepeleri üstü ters döndüler ... Çantay: So a (eski) kafalarına döndürüldüler. Yine mücadeleye döndüler "Külliyat-ı Ebi'l-Bekaa" D.İ.B.: ... kafalarında olan eski inançlarına dönerek... Bilmen: ... başları üzerine döndürüldüler ... Yavuz: ... yine eski kafalarına (akıllarına) döndüler ... Davudoğlu : ... yine (eski) kafalarına döndürüldüler... Ateş: ... yine eski kafalarına döndürüldüler ... Bulaç: ... yine tepeleri üstüne ters döndüler ... T.D.V.: ... tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler ... Y.Öztürk: ... yine kendi kafalarına döndürüldüler ... Atay: ... kafalarındaki eski inançları depreşerek... A. Öztürk: ... eski kafalarına döndüler ... Koçyiğit: ... tekrar eski kafalarına dönmüşler ... Hizmetli: ... eski kafalarına döndürüldüler ... Varol: ... yine eski kafalarına döndürüldüler ... Piriş: ... eski kafalarına döndüler ... Çantay, D.İ.B., Yavuz, Davudoğlu, Ateş, T.D.V., Atay, A. Öztürk, Koçyiğit, Hizmetli, Varol ve Piriş'in mealleri; "eski kafalar, eski inançlar ve tartışmalar" şeklinde özetlenebilir. Bu mealler klasik ve çağdaş müfessirlerin yorumlarıyla örtüştüğü ve ifadedeki deyimsel temayı belirginleştirdiği için doğrudur. Bununla beraber "eski kafa" deyimi zaten Türkçe'de de bulunmakta ve kişiye ait eski düşünce, inanç, anlayış vs.'yi sembolize etmektedir. Elmalı, Bilmen, Bulaç'ın mealleri ise bizce, ayetin ulaştırmak istediği mesajı yansıtmamaktadırlar. "Tepeleri üstü ters dönmek" ve "başları üzerine dönmek" gibi mealler "ruus" kelimesinin malum somut anlamından vazgeçememenin doğurduğu hatalı ve nesnel şartlarda belki de anlamlı herhangi bir karşılığa tekabül etmeyen tercümelerdir Y. Öztürk'ün "kendi kafalarına döndürüldüler" şeklindeki meali de maksudu/hedefi belli olmayan bir tercümedir. Çünkü "kendi kafaları" tabirinin kompoze etmek istediği "kafa"nın niteliği bu haliyle belli olmamaktadır. Bu "kafa"mn "eski" mi "şimdiki" mi olduğu anlaşılmamaktadır. Burada mahzuf bir "eski" kelimesinin bulunduğunu parantez açarak olmasa bile taksim çizgisiyle açıklayabilirdi. Sonuç olarak bizce ayetin tercümesinin aşağıdaki şekillerde olmasında herhangi bir sakınca yoktur: - Eski düşüncelerine döndürüldüler/döndüler. - Eski inançlarına döndürüldüler/döndüler. - Eski kafalarına döndürüldüler/döndüler. - Eski sapıklıklarına döndürüldüler/döndüler. - Özlerindeki ilk hallerine döndürüldüler/döndüler. - Özlerine/ilk hallerine döndürüldüler/döndüler. Örnek: So a yine eski kafalarına/eski inançlarına döndüler. Sen gerçekten biliyorsun ki bunlar konuşmazlar (dediler).[152]
16.02.2009 tarihinden beri 3433 defa okundu. Son takip: 20.11.2024 - 05:51